İstanbul, Ankara ve İzmir’den sonra Türkiye’nin en büyük dördüncü şehri olan Bursa, Güney Marmara bölgesinde 7 bin yıllık geçmişi ile tarihi bir şehirdir.
3 milyona yaklaşan nüfus gücüyle başta otomotiv, mobilya ve tekstil endüstrilerinde Türkiye’nin önde gelen üretici firmalarına ev sahipliği yapmakta olan ve bu sektörlerle ülkemizde ve dünyada adını duyuran Bursa, sanayileşmenin en yoğun olduğu ve sanayinin şehir ve ülke ekonomisine sağladığı katma değerin en fazla olduğu yerleşim alanlarının başında gelmektedir.
Bursa, sahip olduğu doğası ve tarihi mekânlarıyla ziyaretçileri kendisine hayran bırakmaktadır. Osmanlı’nın ilk başkenti – ulu çınarı olması nedeniyle özellikle ilk dönem Osmanlı eserleri, Bursa’nın ve Türkiye’nin en önemli tarihi eserlerini ve ziyaret noktalarını oluşturmaktadır.
Tüm insanlığın ortak hazinesi, büyük medeniyetlerin kesişim noktası olan Bursa, kalesi, saat kulesi, türbeleri, camileri, kiliseleri, sinagogu, hanları, hamamları, kervansarayları, köprüleri, medreseleri, külliyeleri, çarşıları, imarethaneleri, çeşmeleri, köşkleri, müzeleriyle dünyada çok az şehirde karşılaşabileceğiniz eşsiz ve köklü bir tarihi mirasa sahiptir.
Doğal zenginlikleri, yeşil dokusu, yaşları 300 ile 1250 arasında değişen bine yakın anıt ağacı ve şifalı kaplıcalarıyla Yeşil Bursa adıyla ün salmıştır. Sahip olduğu doğası ve coğrafyasıyla başta kış sporları olmak üzere, dağcılık, motor sporları, yamaç paraşütü, çim kayağı, yelken, atlı sporlar, su altı sporları, rafting gibi spor dallarının şehir sakinleri ve misafirleri tarafından yapılabilmesine olanak sağlamaktadır. Bütün bunların yanı sıra, Bursa’da bu doğa sporları ile birlikte doğal yaşam ve yaban hayatı oldukça canlıdır. Özellikle Uludağ, Susurluk çayı deltası ve Uluabat gölü biyolojik zenginliklerin yoğunlaştığı alanların başında gelmektedir.
Festivalleri, otantik halk oyunları, Hacivat-Karagöz’ü, mehteri, kılıç-kalkanı, İznik çinisi, İskender kebabı, İnegöl köftesi, Mustafa Kemal Paşa tatlısı, kestane şekeriyle bir kültür şehridir Bursa…